Geçmişin Geleceğe Köprüsü: Sürdürülebilirlik
Dünya Tasarruf Günü’nün önemine her ne kadar Ekim Kasım aylarında değinsek de günümüzün ve geleceğin en önemli konusu sürdürülebilir bir yaşamın önemini yeterince vurgulamış sayılmayız. Yarınların olmadığını düşünürcesine bir yaşam
tarzı bugünlere neden olsa da yarını kurtarmak yine bu yaşam tarzını değiştirecek olan bizlerin en önemli görevi.
Limiti Aştık!
Doğanın bize sunduğu 1 yıllık kaynakları ne kadar sürede tükettiğimize göre belirlenen Limit Aşım Günü 2022 yılında 28 Temmuz olarak kayıtlara geçti. Bu bizim 1.75 dünya varmış gibi yaşadığımızı gösteriyor. Dünyamızın yenileyebilme kapasitesinden de hızlı giderek adeta geleceğe borçlanıyoruz.
Bugünü Anlamak İçin: Buraya Nasıl Geldik?
Kendimizi ekosistemin en gelişmiş canlısı kabul etsek de insan ırkı yaptıklarının sonuçlarını görmeden, bu eylemi gerçekleştirirsem bana/bize ne gibi sonuçlar doğurabilir diye düşünmeyi öncelik haline getirmiyor, getirse de öngörülemeyebiliyor. Tıpkı hasta olduktan sonra sağlıklı olmanın kıymetini anlamak gibi gezegenimiz de bize birçok yönden hasta olduğunu gösterdiğinde durumun geldiği noktayı ve önemini yeterince anlamış olduk. İnsan her zaman elindekilerinin 0.25 daha fazlasını istemeye programlanmış bir tür. Bunu bugüne kadar hayatta kalabilme ve beraberinde saygınlık, itibar, grupta sevilen olma gibi sebeplere dayandırarak gerçekleştirmiş. Fakat doğa onun bir parçası olduğumuzu unuttuğunda ve aramızdaki bağa uygun olmayan bir yaşam seçtiğimizde pek memnun olmadığımız bir yönden bize anlatmanın bir yolunu buluyor. Özellikle Sanayi Devrimi ve ucuz iş gücünün gelişmesiyle ‘daha güçlü’ olma arzusuyla
doğanın zenginliklerinden faydalanarak ve seçimlerimizle belki de farkında olmadan bugünkü yaşam tarzını birlikte inşa etmiş olduk.
Bu bonkör ve plansız yaşam tarzımızı değiştirerek, her yıl Dünya Limit Aşım Günü’nü 10 gün bile geriye çekmek bu yolun sonuna bir ışık yakmaya yetecek umudu taşıyor. Şimdi büyümekte olan yeni nesil bu acı sonuçları bizlerin olumlu ve değiştirici yönde bir aksiyon almadığı takdirde en sert bir şekilde yaşamak durumunda kalacaklar.
Doğaya uygun bir yaşamı inşa edemeyen ve ardından yükselen insanlık medeniyetinde 5. Sırayı oluşturuyoruz. Burada baki kalan tek gerçeğin doğa olduğunu, ve onun bize değil bizim ona uyum sağlamak durumuna olduğumuzu hatırlamamız gerekir. Bireysel ölçekte başlayan değişimler yeterli bir bilince ulaştığında büyük kararlar aldırabilecek güce ulaşıyor.
Fiolas Olarak Doğaya Uygun Bir Yaşam Neler Yaptık?
Marka yolculuğumuz geri dönüşüm ve sürdürülebilir yaşam temelleri üzerine kuruldu. İçeriklerimiz büyük annenin bilmediği bir formulü kullanmamak ve doğadaki formundan uzaklaşmamış olması konusunda özenle seçiliyor. İnsanlık tarihinin en başından bugüne eşlik eden tüm yönlemleri yaşamdaki formunu bozmadan bugüne taşımak, ve sizlerle bütüncül olarak iyiyi buluşturmak
vizyonumuzu oluşturuyor.
-Güneş koruyucuların denizlere verdiği zarardan, sentetik kokuların akciğerlerdeki olumsuz sonuçlarına kadar herbir ürününün bir canlının ve ekosistemin işleyişine olumsuz katkı sağlamamasını hedefledik.
-Cildinize iritasyon ve tahriş yapmayacak kumaşları uzun yıllar gardrobunuzda size eşlik etmeleri için zamansız bir stille tasarlıyoruz.
-Herhangi bir canlı ürünlerimizin test aşamalarında bulunmaz ve ürünlerimizin içeriğinde vegan kurallara aksi bir durum oluşturabilecek içerik dahil edilmez.
-Tüm şişe ve ambalajlarımız kolay geri dönüştürülebilecek materyaller kullanılarak üretiliyor.
Fiolas dünyasına adım attığınızda her açıdan özenle ele alınarak üretilen ürünlerimiz şüphe barındırmayacak sağlıklı seçimler yapabilmeniz için en iyiye hizmet ediyor.
‘Daha İyi’nin mümkün olabileceği umudumuzu kaybetmeden her gün ona ulaşmak için attığımız adımların çoğalmasıyla!